Aylık arşivler: Eylül 2020

Herkesin Cevabı Kendinde

Bir cümle yazıversem rahatlayacağım.

Kelimeler coşkun bir nehir gibi içimden akıp gitmek istiyor farkındayım. Fakat öyle çok korkuyorum ki bu kaçıncı yazıp silişim sayamıyorum..

Ruhunu doldurmazsan yazamazsın, doluya sallar boşu alırsın. Bir de korkarsın söylemek istediklerini alalede anlatmaktan ve anlaşılamamaktan…

*

Bir eylül cumartesisindeyiz.

Ve benim kulaklarım Mark Eliyahu Journey’de.  

Tenime dokunuyor perdenin arkasından süzülen ılıkça rüzgar. Ankara’da hava mevsim normallerinin üzerinde. Islatmıyor artık eylül yağmurları. Gökyüzü gri değil ve sokakları eskisi kadar güzel değil.  Şehir şimdi ayrılıp geri dönmeyenlerin hatıralarında güzel.

Ara verip bu yazıya iki kişilik bir kek çırptım içim kadar derin bir kapta, canım öyle istediğinden. Tembihledim kendime unutmayayım diye oysa. Oysa biraz fazla pişmiş üstü, yanmış belki ama kime ne? Yalnızca ben bakacağım tadına..

Ben iştahı bir maymun kadar kabarık, ben yapmak istediği bir sürü şey olan kişi. Ben her şeyi yarım bırakan ya da yapabileceğinin alt seviyelerinde yapan kişi. Ben sona kadar gelip istediği sonu göremeyen.

Ben kendine bu kadar sitemi belki hiç hak etmeyen..

**

Yazının konusu ben değildim.  Uzun zamandır yazmayıp kendimden de bahsedecek değildim ama çıkacağın yolu hayal etmekle yolda olmak çok ayrı şeyler. Ben o yolda istediğim gibi yürüyemedim. Zaten son yıllarda gidebileceğim ileriden daha fazla geri geldim. Bir üçgenin içinde işte-ev,iş,eş- savrulup durdum. Sonra durdum ve düşündüm:

 Bunu kendine yapan bir tek ben miyim?

***

Sonra?

Sonrası yok.

Sonrası herkesin kendine olan cevabı.